İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TÜBİTAK ve Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi iş birliği ile düzenlenen, ‘Doğal Afetler ve Dezenformasyon’ konulu 3’üncü Uluslararası İletişim Sempozyumu’na katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Altun, 6 Şubat depremleri ve Gazze’de yaşananlar hakkında yayılan dezenformasyonlara dikkat çeken Altun, “Asrın felaketini, 6 Şubat depremlerini hatırlayalım. Ne yazık ki binlerce canımızı kaybettiğimiz o büyük felakette dezenformasyonun ne denli yıkıcı ne denli tehlikeli bir sorun olduğunu maalesef somut bir şekilde müşahede ettik. O dönemde o kadar çok dezenformasyon dolaşıma sokuldu ki, biz İletişim Başkanlığı olarak yayınladığımız dezenformasyon bültenleriyle gerçekten birçok cilt yayın yapmak zorunda kaldık. Elbette bu dezenformasyon kampanyalarına karşı mücadeleye devam ettik, yılmadık. Deprem yaralarını sarmaya gayret ettiğimiz gibi, bu yalan dalgasıyla, dezenformasyonla da mücadele ettik. Muhteva olarak farklı ancak mahiyet itibariyle benzer bir durumu yine bugün Gazze’de yaşanan ağır trajedide, insanlık dramında görüyoruz. İsrail bütün dünyanın gözleri önünde savaş suçu işliyor. İsrail faşizmi ve ırkçı emperyalizmin en çirkin, en vahşi örneklerini sergiliyor. Unutmayalım ki 20’nci yüzyılın ilk yarısında Avrupa’nın ortasında milyonlarca insan resmi devlet görevlileri tarafından toplama kamplarında, ölüm odalarında katledildi. O caniler unutulmadı. O gün bugündür kendilerine lanet ediliyor. Bugünün canileri de unutulmayacaklar. Gazze’de ölüm kusan katiller hesap verecekler. Nasıl ki mahşeri vicdanlarda mahkum edildiler, aynı şekilde küresel adalet nizamı tesis edildiği vakit, gerçek mahkemeler tarafından da mahkum edilecekler” ifadelerini kullandı.
Gazze’deki çatışmaların başlamasından bu yana İsrail kaynaklı 100’ün üzerinde dezenformasyonun İletişim Başkanlığı tarafından açığa çıkarıldığını belirten İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sözlerine şu şekilde devam etti:
Dezenformasyonun üst düzey devlet yetkilileri hatta devlet başkanları tarafından da yapıldığını vurgulayan Altun, “Tam da burada dezenformasyonla ilgili son derece ciddi neticeleri olabilecek bir hususa da dikkatinizi çekmek istiyorum. Gazze’deki trajedi bağlamında görüyoruz ki dezenformasyon artık tanınmamış sosyal medya hesapları üzerinden anonim sosyal medya kişilikleri üzerinden değil çok üst seviyedeki devlet yetkilileri eliyle hatta devlet başkanları eliyle sorumsuzca üretiliyor ve yayılıyor çok ahlaksız bir savaştan bahsediyoruz bu anlamda. Ve bu ahlaksız savaş içerisinde çok ahlaksızca yöntemlerin, bilinen gerçek kişiler tarafından kullanıldığını görüyoruz. Dezenformasyon kampanyalarıyla Gazze’de bir oldubittiye getirilmek istenen kırım ve katliamlar gerek Orta Doğu gerekse Doğu Akdeniz’le ilgili karanlık planlara sahip aktörlerin elinde bir dış politika kuruna dönüştürülmeye çalışılmak istenmektedir. Meselenin temelinde bu vardır. Bu noktada şunu çok iyi biliyorlar ki, dezenformasyon bugün toplumların, kurumların ve bireylerin güvenilir bilgiye ulaşma ve doğru kararlar alma yeteneklerini ciddi şekilde etkilemekte ve bir umutsuzluğu, bir belirsizliği ve bir kaos duygusunu beraberinde getirmektedir. Bu da eylemin önündeki, direnişin önündeki en önemli engeldir. Zulmü kabullenmek için bugün dezenformasyon bir araç olarak kullanmaktadır. Zalimler zulümlerini kabullendirmek için dezenformasyon aracını çok yoğun bir şekilde kullanmaktadır, devreye sokmaktadır” dedi.